Firmalar kurumsal oldukları kadar özgürler.

Yazar
ARMA 360
Tarih
03 Hazıran 2019
Kategori
ARMA 360

Son dönemlerde büyük veya küçük fark etmeksizin firmaların en çok tartıştıkları ve uygulamaya çalıştıkları konuların başında “kurumsallaşma” geliyor. İş dünyasında, “kurumsallaşma nedir ve nasıl çalışır?” sorularının cevabı en çok merak edilen gündemler arasında.

Kurumsallaşma alanında yıllardır profesyonel çalışmalar yürüten bir isim olan Arma 360’ın CEO’su Ömer Nasuhi ÖZTÜRK, “kurumsallaşma” mevzusunun daha net anlaşılması açısından oldukça faydalı açıklamalarda bulundu. Kurumsallaşmanın; uzmanlardan, yöneticilerden ve hatta firma sahiplerinden ayrı bir kimlik yaratmak olduğunu söyleyen ÖZTÜRK bunun açılımını şöyle yaptı:

“Firmalar; deneyimleri ve bilgi birikimleri yoluyla oluşturdukları temel bir strateji yerine kişilerin deneyimleri, bilgileri ve networkleri merkezli çalışıyorlarsa onları çok da sağlıklı bir gelecek beklemiyor ne yazık ki. Bu durumda ortaya vazgeçilmez çalışanlar veya yöneticiler çıkıyor. Oysa bırakın kişileri, pozisyonlar bile vezgeçilebilir ögelerdir.Mesela yakın bir zamana kadar bir çok firmanın halkla ilişkiler departmanları yerlerini kurumsal iletişim, dijital iletişim gibi birimlere bıraktı. Dünyanın gerçekten de çoğu zaman algılarımızın ötesinde bir hızla geliştiğini düşünecek olursak, bu oldukça doğal bir süreç. Kısacası firmalar kurumsal oldukları kadar özgürler.”

Kurumsallaşmanın işletmelere kendi kimliklerini kazandırdığının üzerinde duran Ömer Nasuhi ÖZTÜRK, ilerleme kaygısı taşıyan her firmanın buna ihtiyacı olduğunun da altını çiziyor:

“Kurumsallaşma elbette ki bir süreçtir. Akşamdan sabaha kurulup, oturtulabilecek bir şey değildir. Profesyonellerce hazırlanmış bir program çerçevesinde ve plana harfiyen sadık kalınarak yürütülmelidir. Ve muhakkak ki bu program stratejik temel unsurları barındırmalıdır. İlk olarak hedef ve yöntemler çok doğru bir şekilde tespit edilmiş olmalıdır. Bu; ayakları yere basan bir plan demektir bir yerde. Bir sonraki adım ise uygulamanın ölçülebilir olması. Yani çıktılarının hem nicelik hem de nitelik açısından ölçüme uygun olması. Sonraki süreç içinse neredeyse, sürdürülebilirliği noktasında, işin kalbi denebilir. Uygulayacak olan ve sürdürecek olanın insan olduğu göz önünde bulundurulmalı ve insani yetenekler ile elde edilebilecek ve kaynaklara erişilebilecek şekilde oluşturulmalıdır.”

Ömer Nasuhi ÖZTÜRK, varılmak istenen hedef ile ilgili bir yol izlenmesinin bir diğer önemli madde olduğunu da özellikle vurguluyor:

Ömer Nasuhi ÖZTÜRK, markanın hazırlık aşamasında tüketici ile etkileşimin ve iletişimin, takip edilecek olan yolun ilk adımı olduğuna da dikkat çekiyor:

“Hedefe odaklanmış her işin sonuç başarı potansiyeli yüksektir. Bütün dinamikler bu çerçevede oluşturulmalı, yürütülmeli ve değerlendirilmelidir.

Ve son olarak bu yolculuğun en önemli kilometre taşlarından biri de zaman. Başta söylediğim gibi kurumsallaşma elbette ki akşamdan sabaha olacak bir iş değil ancak sonsuz bir zamana da sahip değil. Plan çerçevesinde öngörülen zamanlamaya sadık kalınması gerekliliği unutulmamalı. Bu, sürecin doğru uygulanıp uygulanmadığının da kontrolü denebilir aslında. Yani süreç dahilinde üstlenilen görevlerin tam ve zamanında yerine getirilmesi hususunda bir nevi motivasyon da diyebiliriz. Kısacası kurumsallaşma sürecinin de bir sonu vardır demek istiyorum. Ama elbette kurumsallık açısından bu bir son değil, “Sürekli Gelişme” nin başladığı ciddi bir başlangıç..”